“Dijital Dönüşüm” dünyasında, sektörünüz veya hangi ürün ve hizmetleri sunduğunuz fark etmeksizin dijital pazarlama trendlerini göz ardı etmek imkansız. Bir zamanlar (çok da uzun olmayan bir süre önce), işletmelerin bir web sitesi ve belki bir Facebook sayfasına sahip olmaları yeterliydi. Ancak şimdi dijital dünya o kadar hızlı gelişiyor ki, yeni trendlere hakkıyla ayak uydurmak oldukça güçleşti.
2020’de de yeni araçlar ve teknolojiler, pazarlamacıları, trendlerden geride kalmamak için uyum sağlamaya zorlayacak gibi görünüyor. Tabiri caizse “Dijital Darwincilik” kurbanı olmamanız için sizlere 2020 Dijital Pazarlama Trendlerini derledik:
Kullanıcılarının % 41’i 65 yaşın üzerinde olan Facebook, artık sosyal medya dünyasının kilit oyuncusu değil. Bu tabii ki Facebook’un çöküşü anlamına gelmese de Instagram, Snapchat ve yükselen yeni yıldız TikTok tarafından sunulan görsel ağırlıklı ve etkileşimli deneyimleri tercih eden genç nüfusu kaybettiği çok açık.
2018’deki veri ihlali skandalından sonra Facebook, platformda yer alan sahte haberler, siyasi propaganda ve siber zorbalık nedeniyle önemli bir güvenilirlik kaybetti. Bir zamanlar pazarda dominant olan bu güçlü oyuncu, genç demografide popülaritesini düşürmeye devam ediyor. Hatta TechCrunch bir makalesinde, Facebook’un Z Jenerasyonu için tamamen bittiğini dile getiriyor.
Bu da bize gösteriyor ki, dijital pazarlamacıların, kampanyalarında hedefledikleri kitleleri ve hedef pazarları dikkatli seçmeleri daha da önemli bir hale geldi. Örneğin özellikle gençleri hedefleyen bir kampanyada Facebook uygun bir platform olmayacaktır. Facebook hala büyük bir mecra ve özellikle Amerika’da hala yaygın kullanımda. Yine de kimi hedeflediğiniz konusunda daha dikkatli olmalı ve hedef kitlenizin hala Facebook’ta olduğundan emin olmalısınız. Yoksa yanlış sosyal medya platformunu hedefleyerek pazarlama bütçenizi boşa harcıyor olabilirsiniz.
Instagram’ın oldukça hızlı yükselişi (bir milyar kullanıcıyı geçti) şüphesiz etkileyici bir başarı hikayesi. Buna ek olarak, kullanıcılarının büyük bir kısmını özellikle 30 yaşın altındaki gençler oluşturuyor. Instagram’ın daha popüler “genç” kitleye hitap etmesi ve hızlı yükselişi Facebook’un da “yaşlı insanlar” için olduğu algısını da tetikliyor.
Burda pazarlamacıların dikkate alması gereken potansiyel sorun, Instagram’ın son zamanlarda beğeni özelliğini platformdan kaldırmaya karar vermesi. Bu, reklam verenlerin baktığı metriklerde değişiklik demek oluyor. Birçok influencer bu hamle ile ilgili endişelerini dile getirdi ve bu nedenle pazarlamacılar bu kararın 2020’de yaratabileceği etkiyi yakından takip etmeli. Instagram’ın bu uygulaması içerik kalitesinde bir artışa yol açacak olsa da, birçok kullanıcı gösteriş amaçlı içerik arayışı içinde platformdan uzaklaşabilir.
Yapay zekanın (AI) sürekli gelişimi, chatbot teknolojisini de hayatlarımıza soktu. Hizmet sektöründe kullanıcılara destek olmak için sürekli karşımıza çıkan chatbotlar, yazılı veya sözlü olarak bizlerle iletişime geçebiliyor. Dahası zamanla, bu teknoloji daha fazla veri ve içgörü topladıkça, müşteriler hakkında daha fazla bilgi edinerek sürekli gelişen bir hizmet sunabiliyor.
Botlar, sınırlı sayıda insan kaynağı olan işletmelerde, temel müşteri hizmetlerini yerine getirmeleri için çok fazla kullanılmaya başladı. 2018 ve 2019 boyunca, chatbotlar, Facebook’ta on binlerce farklı hizmet için düzenli olarak görev yaptı. Hava durumu raporları sunmaktan bazı temel müşteri destek işlevlerini otomatikleştirmeye kadar bir çok şey bu sofistike yazılımlarla kolayca halledilebiliyor. İşletmelerin %80’i bu sene itibariyle chatbotları kullanacağını açıkladı. Bunun sebebi de şüphesiz yararları:
Ocak 2020’de yapılan bir Tidio araştırmasına göre, tüketicilerin% 43’ü bir marka ile iletişim kurarken müşteri hizmetleri merkezlerine telefon etmek yerine chatbotla online sohbeti tercih ediyor. Bu nedenle, chatbot’ların 2020’de en hızlı büyüyen dijital pazarlama trendlerinden biri olacağından emin olabilirsiniz.
Hala işletmenizde video pazarlamasını kullanmıyorsanız, bu sene içinde mutlaka pazarlama faaliyetlerinize eklemelisiniz. Çünkü artık metin tabanlı içerikler, özellikle online ürün ve hizmet satmaya çalıştığınız bir senaryoda videonun gücü ile rekabet edemeyecek durumda.
Mobil dünyada, insanlar her zamankinden daha fazla video izliyor, her şey hakkında video izlemek ve paylaşmak için akıllı telefonlar kullanıyor ve markalar hakkında daha fazla şey öğreniyorlar. ImpactBND’nin aşağıdaki istatistiklerine bir göz atarsak;
Video pazarlamasında özellikle canlı yayın videoları oldukça ilgi çeken içerikler olarak karşımıza çıkıyor. Canlı video, influencer pazarlaması ile birleştirildiğinde çok güçlü bir dijital pazarlama yöntemine dönüşüyor. İster yeni nesil sosyal medya influencer’ları; ister ünlüler, sporcular ve müzisyenler gibi geleneksel kaynaklar olsun, direk yorumlara cevap vererek izleyicilerle etkileşime girmek şu an en ilgi çeken yöntemler arasında.
Günde 15 milyondan fazla aktif kullanıcıya sahip olan Twitch platformuna çoğu kullanıcı, Ninja gibi influencerlardan canlı yayın videoları izlemek için bağlanıyor. Dünyanın en popüler oyun influencer’larından birisi olan Ninja, kısa bir süre önce Microsoft’un sahip olduğu Mixer ile özel bir anlaşma imzaladı. Bu da Microsoft’un bu değerin ne kadar farkında olduğunu gösteriyor.
İçerik Pazarlaması, dijital pazarlama ve büyüme odaklı pazarlamanın (growth marketing) önemli bir bileşeni olmaya devam ediyor. İçerik kalitesi her zamanki gibi önemini koruyor fakat Google’ın online içerikler için daha derin ve daha karmaşık bir yaklaşım getirmesiyle; içeriğin ne anlattığı, okuyucunun ihtiyacını karşılayıp karşılamadığı ve içerik hedeflemesi konuları da önem kazanmaya başladı. Bu da pazarlamacıları, hedef pazarlarını, kitlelerini ve 2020’de içerik pazarlamasını nasıl daha hassas bir şekilde pazarlama faaliyetlerine uyarlayabileceklerini dikkatlice düşünmeye yöneltiyor.
Bunların çoğu, Kasım 2019’da Google’da yayınlanan BERT güncellemesine dayanıyor. Yeni algoritma, arama motoru devinin kullanıcı arama sorgularındaki doğal dili daha iyi anlamasına yardımcı oluyor. Google’ın pazarlamacılara önerisi, hedeflerinin “en son SEO trendlerini takip etmek” olması yerine, “bir sitenin hızlı çalışması, faydalı bağlantılara ve iyi yazılmış içeriğe sahip olmasını sağlamak” olması yönünde.
Bununla birlikte, Google da daha akıllı bir hale geliyor ve kullanıcılara ihtiyaçlarına en uygun, derinlemesine, doğru ve güncel içeriği sunuyor.
Email (e-posta), milyarlarca insanın hala kişisel, ticari, yasal, bilimsel ve akademik amaçlar için kullandığı önemli bir iletişim kanalı olmaya devam ediyor. Email pazarlaması, daha geleneksel bir yaklaşım olarak görülmesine rağmen gelişiyor. Genele hitap eden emailler yerini, otomasyon ve kişiselleştirmeye bırakıyor. Örneğin belirli bir ürüne göz atan bir kullanıcınıza otomatik olarak kişiselleştirilmiş tanıtım demosu gönderdiğinizde, genel bir emailden çok daha etkili olabiliyor.
E-posta genellikle, özellikle remarketing (yeniden pazarlama) tekniklerinizle birleştirildiğinde bir eylemi motive etmek için harika bir tetikleyici görevi görüyor. Bu da bizi son zamanlarda en heyecan verici dijital pazarlama trendlerinden birine götürüyor…
Etkileşimli içerik, kullanıcıların online olarak tıklayabileceği, kaydırabileceği veya etkileşimde bulunabileceği her şeyi kapsıyor. Outgrow’a göre, pazarlamacıların % 93’ü etkileşimli içeriği potansiyel müşterileri bilgilendirme ve eğitmede oldukça etkili olarak görüyor.
2020’de pazarlamacıların aşağıdakilere benzer etkileşimli içerik türlerini denemeleri öneriliyor:
Günümüzde tüketiciler, artırılmış gerçeklik ve video içerikleri gibi unutulmaz ve eğlenceli içerikleri markalardan bekliyor, çünkü daha sürükleyici ve ilgi çekici bir deneyim sunmak için geliştirilen bu içerikler, markalara daha bağlı hissetmelerine yardımcı oluyor.
Siri, Google, Alexa ve diğer birçok ‘akıllı’ cihaz sayesinde cihazlarla sözlü/sesli etkileşim artmaya devam ediyor. Buradaki asıl önemli nokta, insanların konuşmayı sevmesi ve bunun tercih edilen bir etkileşim yolu olması. Ve şimdi, makineler nihayet insanların yeni şeyler aramak, alışveriş yapmak ve keşfetmek istediklerini sesli olarak takip edebiliyor.
Ancak, bu da bazı ilginç zorluklara sebebiyet verebiliyor. Örneğin sesli bir arama yapmak, bir sorgu yazmaktan (özellikle sonuç kısmında) farklılaşabiliyor. Bir kişi metin tabanlı bir arama gerçekleştirdiğinde, ekran sonuçları her seferinde bir sayfa görüntülüyor fakat bir cihazdan arama yapılması istediğinde ve cihaz sözlü olarak yanıt verdiğinde, kullanıcıya genellikle yalnızca bir seçenek sunuyor.
Bu sebeple sesli arama stratejisini benimsemek isteyen pazarlamacıların yalnızca kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmaya ek olarak müşterilerle ilişkileri geliştirecek ve marka sadakati oluşturacak benzersiz ve optimize edilmiş bir müşteri deneyimi oluşturmayı da önemsemesi gerekiyor.
Sesli arama kullanıcılarını hedefleyen pazarlamacıların pazarlama faaliyetlerinde, kullanıcıların yazacakları yerine konuşacakları anahtar kelimeleri göz önünde bulundurmaları gerekiyor.
Sosyal mesajlaşma uygulamaları, artık yalnızca arkadaşlarınızla ve ailenizle iletişimde kalmak için kullanılmıyor. Tüm sektördeki işletmeler son zamanlarda Facebook Messenger ve WhatsApp gibi uygulamalara büyük ilgi göstermeye başladı ve fırsatları incelediğimizde aslında bu bir sürpriz değil:
E-posta ve sosyal medya gibi geleneksel kanallar tamamen bitmekten uzak olsa da, insanların anlık mesajlaşma uygulamalarında daha aktif olduklarını inkar edilemez. Önümüzdeki 5-7 yıl içinde, messenger pazarlamasının dünyadaki bir numaralı pazarlama kanalı olması bekleniyor. Bu nedenle, markaların bu platformlardaki kişilerle bağlantı kurmaya başlaması oldukça mantıklı bir adım haline geliyor. Facebook Messenger üzerinden pazarlama yapmak, Facebook Haber Akışı’ndaki (newsfeed) organik yayınlardan 10 ila 80 kat arası daha fazla etkileşim sağlıyor.
Çok kanallı pazarlama; e-posta, uygulamalar, sosyal medya, çağrı merkezi ve web sitesi olmak üzere birçok platform aracılığıyla yürütülen pazarlama uygulamasıdır. Bu yaklaşım, işletmelerin müşterileriyle tüm temas noktalarında bağlantı kurmasını sağlayarak etkili bir şekilde daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunar.
Tüm kanallarda kesintisiz ve tutarlı bir marka mesajı ve dolayısıyla müşteri deneyimi sunarak çok daha iyi sonuçlar elde etmek mümkün. ClickZ, çok kanallı pazarlamanın tek kanallı bir yaklaşımdan üç kat daha fazla katılım sağladığını bildiriyor. Dahası, birden fazla kanalınız olduğunda müşteriyi elde tutma, ortalama sipariş değeri ve satın alma sıklığı da yükseliyor.
Yapay zeka teknolojisi geliştikçe, 2020’de şirketler müşteri davranışlarını daha iyi anlamak ve daha sonra en üst düzeyde kişiselleştirmek için veri analizlerinden ve makine öğreniminden yararlanarak omnichannel pazarlamasına geçmelidir. Sonuçta, çok kanallı pazarlamaya odaklanmak, insanların daha fazla bilgi için geri gelmesini sağlayan gelişmiş bir müşteri yolculuğuna giden yoldur.
Gördüğünüz gibi dijital pazarlama dünyasında her şey hızlı ilerliyor. 2020’de AI teknolojisi, video, sesli arama ve etkileşimli içerik en önemli trendler arasında olacak. Günümüzün genç demografileri ve teknoloji meraklıları müşteri yolculuğunu daha kolay ve daha keyifli hale getiren yeni ve heyecan verici yollarla bağlantı kuran markaları tercih edeceği için, işletmelerin durması için zaman yok.
Şimdi işe koyulma zamanı… İlk önce bu dijital pazarlama trendlerinden hangisini deneyeceksiniz?
Orijinal Yazı: https://digitalmarketinginstitute.com/blog/10-trends-in-digital-marketing-in-2020
