İçinde yaşadığımız çağın gidişatı, uzun bir zamandır dijital dönüşüm tarafından belirleniyor. Pazarlama dünyası da her gün artan, gelişen ve değişen kanallara uyum sağlayarak tüketici alışkanlıkları ve davranışlarıyla uyumlu stratejiler bulma arayışında.
Fakat geçtiğimiz yıl tüm dünyayı sarsan pandemi, hayatın her alanında kuralları yeniden belirledi. Yaşam biçimi ve önceliklerin değişmesiyle birlikte tüketici davranışları da bu feci salgının rotasına girdi. Zorunlu izolasyonla birlikte dijital dönüşüm, markalar için bir seçenek olmaktan çıktı. Çünkü günlük hayat dört duvar içinde akıp giderken, dünyayla tek bağlantı yolumuz dijital kanallar. Dijital pazarlama ise bu noktada tüketicilerle farklı iletişim biçimlerini keşfetmenin anahtarı oldu.
Peki 2020’de değişen ihtiyaçlara göre yeniden şekillenen pazarlama dinamikleri, 2021 dijital pazarlama trendlerine nasıl yön verdi?
2021’de markanızın öne çıkmasının yolu, pazarlama stratejilerini kişiselleştirmekten geçiyor. Aslında bu eğilime kanıt aramak için çok da uzağa gitmemize gerek yok. Amazon ve Netflix’in kişiye özel ürün ve içerik önerileriyle yakaladıkları başarıya hepimiz tanık olduk. Elbette içinde bulunduğumuz olağanüstü koşulların da bu duruma etkisi yadsınamaz.
Yine bu anlamda, Aptology CMO’su Caroline Tien-Spalding’in öngörüsünü göz önünde bulundurmakta fayda var: “Pazarlamanın odak noktası 2021’de evrim geçirecek. Pazarlama halihazırda insanların istek ve ihtiyaçlarını anlayıp buna göre hareket etmek üzerine kuruluydu. 2021’in büyük farkı, pazarlamacıların müşterileri hakkında her zamankinden daha çok şey bilmesi. Bu yıl, psikologların ve dijital pazarlamacıların yükselişine tanık olacağız.”
Aşağıdaki istatistikler de bu öngörüyü destekler nitelikte:
Bütün bunlar bize, 2021’de dijital ve büyüme odaklı pazarlamada (growth marketing) başarıyı yakalamak için kişiye özel içerik, ürün ve yaklaşımlara öncelik verilmesi gerektiğini gösteriyor.
Geçtiğimiz yıl bize, artık bilinçli tüketicilerle karşı karşıya olduğumuzu gösterdi. 2021’de sosyal, çevresel ve etik sorumluluklara odaklanan markalar gelişecek. Akıllı işletmeler, şeffaf, özgün ve hatta savunmasız olmanın akıllı pazarlama olduğunu anlayacaklar. İnsanlar insanlarla bağlantı kuruyor. Bu da markaların kimi temsil ettiğini ve neyi temsil ettiğini ortaya çıkaracak şekilde kişileştirilmesi gerektiği anlamına geliyor. Artık marka güvenilirliğini sağlamak, dijital pazarlamacıların birincil görevlerinden.
Google’ın Kasım 2019’da yayınlanan BERT güncellemesinin dijital pazarlamada ezberleri bozmasının üzerinden bir yılı aşkın süre geçti. Bu güncellemeyle birlikte Google aramalarında öne çıkabilmek için kullanıcı ihtiyaçlarına en uygun, güncel ve doğru içeriği sağlamak, artık yalnızca bir seçenek olmaktan çıktı. Kaldı ki koşullarla birlikte değişen tüketici de, artık daha azına razı değil. Çünkü marka güvenilirliği, günümüz kitlesinin olmazsa olmazı. B2B içerik pazarlamacılarının %88’i de içerik üretiminin marka güvenilirliğini oluşturmanın ilk şartı olduğunu savunuyor.
Bir de Content Marketing Institute’ın istatistiklerine bakalım:
Yani halihazırda dijital pazarlamanın gidişatı, bize başarının içerik pazarlamasında yattığını gösteriyor. Yeni bir yıla girerken, içerik pazarlamasına yatırım yapmak için hala zaman var.
Sadece birkaç yıl önce, Gartner analistleri 2020 yılına kadar yapay zeka teknolojilerinin neredeyse her yeni yazılım ürününde ve hizmetinde yaygın olacağını öngördüler. Ve gelecek, kısa zamanda bu tahminlerini doğru çıkardı. Yapay zeka şimdiden, tüketici davranışını ve arama türlerini analiz edebiliyor; müşteri memnuniyetini anlamak için sosyal medya ve blog yazılarından alınan verileri kullanabiliyor.
Bugün dijital pazarlamada kullanıldığı alanları şöyle sıralayabiliriz:
Yapay zekanın çok yakında birçok farklı hizmetin daha arkasındaki itici güç olacağına şüphe yok. Bu teknoloji, uzun bir süre dijital pazarlama trendlerine de yön verecek gibi görünüyor.
Bu kadar hızlı gelişen dünyada, insanların alacağı hizmetten de aynı hızı beklemeleri şaşırtıcı değil. Tüketicilerin %82’si artık sorularına anında yanıt arıyorlar. Yapay zekanın da bu anlamda pazarlama dünyasındaki en heyecan verici pratiği chatbot’lar.
Chatbot’lar diyaloğa dayalı pazarlama imkanı sunuyor. Bu sayede pazarlamacılar, müşterileriyle gerçek zamanlı bağlantılar kurabiliyor. Üstelik müşterinin kendi tercih ettiği cihaz, platform ya da zaman çizelgesinde.
Birçok marka, şimdiden bu teknolojiyi benimsemiş durumda. Müşteriyle sorunlarına birebir cevap verebilmek, geleceğin gündemden asla düşmeyecek pazarlama trendi olacak. İşte bir an önce dijital dönüşüme ayak uydurmak için bir sebep daha!
Influencer pazarlaması, bugün markanızın birinci ağızdan pazarlamasını yaparak daha geniş kitlelere ulaşmasının en etkin yolu. Çünkü tüketiciler bu kanalı, kurumsal reklamcılıktan çok daha güvenilir buluyor:
Halihazırda öne çıkan trendler arasında bulunan influencer pazarlaması da yapay zekâ devriminden payını alacak. Bu teknoloji; daha iyi etkileşim, daha az sahte takipçi ve dolayısıyla da daha yüksek bir yatırım getirisi elde etme şansı olanların belirlenmesine yardımcı oluyor.
Influencer pazarlamasının bu yıl markaların birincil stratejileri arasında kalmaya devam edeceğine şüphe yok. Etkisini ne kadar arttıracağını ise bekleyip göreceğiz.
COVID-19 salgını ortaya çıktığında tüketiciler, mecburen yeni teknolojileri ve kanalları hızla benimsedi. Pazarlamacılar da bu değişiklikleri algılayarak dijital kanallara yöneldi. Ancak, dijital deneyimler için kitlenin iştahı sonsuz değil.
Gartner’ın raporuna göre, sanal ortamdaki etkinliklerin gerçek yaşam deneyimlerinin yerini tutmamasıyla birlikte insanlar şimdiden “Zoom yorgunluğu” yaşamaya başladı. Buna karşılık Veeam CMO’su Jim Kruger da şu yorumu yapıyor: “Sanal etkinlikler ihtiyaçtan doğdu, ama erişim kolaylığı ve ROI yüzünden kalıcı olacağa benziyor.”
2021’de sanal etkinlikler hayatımızda olmaya devam edecek. Ama bu veri ve öngörülere kulak verirsek, markaların sundukları dijital deneyim ve yaptıkları sanal etkinliklerde gerçek hayat unsurlarını da kapsayacak bir bakış açısı geliştirmesi gerekiyor.
Sesli arama teknolojisi, kullanıcıların sesli içeriklere ulaşmak için yaptıkları aramalarda önemli önemli bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Yapay zeka da gittikçe gelişirken Alexa, Siri ve Google’ın sesli aramalarındaki aksaklıklar hızla gideriliyor.
Sesli aramanın artan kullanımı, şirketlerin 2021'de dijital pazarlama ve büyüme odaklı pazarlama (growth marketing) stratejilerini yeniden düşünmelerine sebep oluyor. Araştırmalar, sesle etkinleşen hoparlörlere sahip kişilerin %72'sinin cihazlarını günlük rutinlerinin bir parçası olarak kullandığını söylüyor. Ayrıca sesli alışverişin 2022’de 40 milyar dolara kadar çıkacağı öngörülüyor.
Mobil cihazlar, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Muhtemelen 2021'in en önemli dijital pazarlama trendlerinden biri de 5G teknolojisi olacak. Avrupa Birliği'nin 2025 yılına kadar ana yollar ve demiryolları için kesintisiz 5G kapsamını içeren iddialı 5G eylem planı, bunu açıkça gösteriyor. Geldiği gibi etkisini neredeyse her sektörde hissettireceği şimdiden belli olan bu güncelleme, yeni bir dijital iletişim çağının müjdesi.
2021 yılına geldiğimizde internet sitesi güvenliğinin bir seçenek olmaktan çıktığını görüyoruz. Halihazırda bu durum, uzun bir süredir hem markaların hem de arama motorlarının odağında. Ağustos 2014’da Google, HTTPS’nin bir sıralama sinyali olduğunu duyurdu ve HTTPS ("S", "güvenli" anlamına geliyor) sertifikasına sahip olmayan siteleri güvensiz olarak işaretledi. Buna karşılık, Tech Republic, sadece 2019 yılında 3,800’ün üzerinde güvenlik ihlali olduğunu aktarıyor.
Kullanıcı bilgilerinin kullanım şekilleri bu denli gündemdeyken, internet sitelerinin güvenliğini sağlamak 2021’de markaların önde gelen sorumluluklarından olacak.
Geçtiğimiz zorlu yılda, beklenmedik birçok gelişmeyle karşılaştık. Ama bu sırada dijital pazarlamanın kuralları, her geçen gün değişen tüketici beklentilerine göre yeniden şekilleniyor. Artık dijital dönüşümden kaçış yok. 2020’nin bize gösterdiği belki de en önemli şey, gözümüzü gelecekten ayırmamamız gerektiği. Zira her an, hızla adapte olunması gereken durumlarla karşılaşabiliriz.