Tüm dünya için neredeyse dönüm noktası sayabileceğimiz bir yılı geride bıraktık. Artık yeni normalimiz haline gelen sağlık önlemleri ya da uzaktan çalışma ve online çalışma pratikleri çok kısa bir süre öncesine kadar hepimize yabancı kavramlardı. Ancak bugün, değişimin ne kadar hızlı gelebileceğini biliyoruz. Artık büyük değişimlere adapte olma yeteneği, hem özel hayatlarımızın hem de iş dünyasının en önemli değerlerinden biri haline gelmiş durumda.
2022 yılına girdiğimiz bu günlerde, bir yandan gözlerimizi gelecekten ayırmazken, diğer yandan da bu geleceğe yön veren değişkenleri anlamak büyük önem taşıyor. Zira dijital, tüketici pratiklerindeki tüm ezberlerini bozarken, pazarlamacıların bu değişime hızla yanıt vermesi ancak bu değişimi bütünüyle anlamakla mümkün olabilir.
Biz de bu doğrultuda 2022 pazarlama trendlerini kısa bir süre önce sizlerle paylaştık. Bu yazıda ise yeni normali deneyimlediğimiz 2021 yılında markaların, pandemi sonrası dünyada pazarlama faaliyetlerini nasıl şekillendirdiğini ve bunun yarının dijital pazarlama trendlerine nasıl yön vereceğini değerlendirdik.
Pandemi Sonrası Pazarlama Trendleri
Pandemi sebebiyle hayatımıza giren seyahat kısıtlamaları, geçtiğimiz yıl insanları yerel satıcı ve topluluklara yönlendirdi. Google Arama'da, "yerel" anahtar kelimesinin arama hacmi %80 artarken, sosyal medyada yerel alışveriş yapma (veya #shoplocal) akımlarının yükselişine şahit olduk.
Bu değişim, pazarlamacıların müşterilerle farklı şekillerde konuşmasını ve verdikleri mesajları yerelleştirmeye odaklanmalarına sebep oldu. Bunun harika bir örneği, mahallelere odaklanan bir sosyal medya ağı olan Nextdoor. Nextdoor, farklı karantina dönemlerinde, pazarlamacılarının müşterilerle yerel düzeyde bağlantı kurmaya odaklanmasıyla birlikte, etkileşimde %73'lük bir artış gördü.
Ayrıca yakın tarihli bir Facebook anketi, Covid sırasında çevrimiçi topluluk gruplarında bir artış olduğunu ortaya koydu. İnsanların %91'i çevrimiçi bir grup veya topluluk aracılığıyla başkalarına destek sağlarken, %98'i bir grubun parçası olarak aidiyet duygusu hissetti. Çevrimiçi topluluklara duyulan bu yeni güven, artık pazarlamacılara sadık bir topluluk tabanı oluşturmak için niş kitlelerle anlamlı bir bağlantı kurma fırsatı sunuyor.
Covid-19 pandemisinin bir diğer sonucu olarak küresel perakende e-ticaret satışları, yaklaşık 432 milyar doları ABD'de olmak üzere yaklaşık 4,28 trilyon dolara yükseldi. Statista'ya göre perakende platformları 2019 ve 2021 arasında, sadece beş ay içinde 16 milyar ziyaretten 22 milyar ziyarete ulaştı.
Ayrıca Birleşik Krallık'tan Charged Retail, insanların %40'ı sokağa çıkma yasağının sona ermesine rağmen fiziksel bir mağazayı ziyaret etmek yerine evden alışveriş yapmayı tercih ettiğinden, Temmuz 2021'de online satışların 10 milyar sterline ulaşarak rekor kırdığını bildirdi. 2021'in ikinci çeyreğinde ise Shopify, Brüt Ürün Hacminin (GMV) bir önceki yılın aynı dönemine göre %57 artışla rekor kırarak 1 milyar dolara ulaştığını açıkladı.
Üstelik Shopify bundan yararlanan tek şirket de değil. GlobalData araştırması, Amazon ve Alibaba gibi önde gelen e-ticaret sitelerinin %90'ının çift haneli gelir artışı gördüğünü ortaya koydu. Bunun nedeni ise Covid'in bir sonucu olarak çevrimiçi perakende platformlarını ziyaret eden kişi sayısındaki artış oldu.
Pazarlamacılar, çoğunlukla yatırım getirisini ölçmek kolay olduğu ve işe yarayıp yaramayan kampanyaları belirlemeyi kolaylaştırdığı için ücretli arama ya da performans pazarlamasını tercih ediyor. Çünkü bu yolla markalar ister yerel reklamcılık, sosyal medya reklamcılığı veya sponsorlu reklamcılık yoluyla olsun harcamaları olası satış, satış veya tıklama gibi bir eyleme bağlayabilir.
Ancak Deloitte'in İnsan Değerleri Pusulası'na göre, pandeminin sonucunda tüketici davranışındaki büyük değişimlerden biri de markaların insani değer ve güven sunmasına yönelik ihtiyaç oldu. Müşteriler artık satın aldıkları şirketler ve neyi temsil ettikleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyor ve bu da marka bilinirliği ihtiyacını besliyor.
Bunun bir örneği olarak Airbnb, geçtiğimiz yıl bütçesini ücretli arama pazarlamasından uzaklaştırarak marka pazarlamasına, özellikle de PR'a yatırdı. Bu değişim, (bir seyahat markası olarak) Covid-19 sırasında harcamaları kısma konusundaki bariz ihtiyaçlarından kaynaklanıyordu, ancak bu süre zarfında fark ettikleri şey, web sitesi trafik seviyelerinin herhangi bir pazarlama harcaması olmaksızın Covid-19 öncesi seviyelerin %95'ine geri dönmesi oldu.
Statista'ya göre küresel reklam harcamalarının 2022'de 790 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla siz de 2022 yılı için reklam bütçelerinizi değerlendirirken ücretli ve marka pazarlamasının bir kombinasyonu göz önünde bulundurarak, pazarlama bütçenizden ve faaliyetlerinizden en iyi şekilde yararlanabilirsiniz.
Sosyal Ticaret
Sosyal medya platformları her geçen gün sofistike hale geliyor. Bu platformlar artık sadece arkadaşlarla iletişim kurmanın ve fotoğraf paylaşmanın değil; markaların ürünlerini tanıtması ve satması için de mükemmel kanallar haline gelmiş durumda.
Örneğin Instagram, Mağazalar ve Reels’ta Alışveriş'i başlatırken, Facebook ve TikTok da canlı akışlı alışveriş etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Snapchat ve Pinterest ise Gucci gibi markalarla birlikte Artırılmış Gerçeklik (AR) denemelerini harekete geçiriyor.
Rakamlar da bu yönelimi doğrular nitelikte: Sosyal Ticaretin Durumu 2021 raporu, Z kuşağının %97'sinin sosyal medyayı alışveriş için en büyük ilham kaynağı olarak kullandığını ortaya koydu. Ayrıca, küresel sosyal ticaret pazarının 2027 yılına kadar 604,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Sosyal ticaretin diğer olmazsa olmazı ise hiç şüphesiz influencer’lar. İster binlerce ister milyonlarca takipçisi olsun artık birçok marka, insanları satın almaya ikna etmek için influencer pazarlamasına yöneliyor.
Covid sonrası dünyada da işletmeler için sosyal medya başarısının anahtarı, müşterileri pazarlama faaliyetlerinin merkezine koymak. Sosyal medya platformları da tam bu noktada devreye giriyor. Harika bir müşteri deneyimini basit bir müşteri yolculuğu ve markanızı insanlaştıran mesajlaşma ile birleştirmek, potansiyel müşteriler yaratan ve müşterileri besleyen mükemmel bir dijital pazarlama stratejisinin anahtarı olacak.
2021 yılında tüketicilerin pratiklerindeki radikal değişimler, işletmelerin ilgili ve güncel becerilere sahip dijital pazarlama profesyonellere ihtiyaç duyduğu anlamına geliyor. Bu noktada dijital pazarlama alanında başarıyı yakalamanın anahtarı da her daim öğrenmeye açık ve değişime hazır olmaktan geçiyor.
NBT Growth Academy olarak Büyüme Odaklı Pazarlama (Growth Marketing) ve Dijital Pazarlama eğitimleriyle kariyerinizin geleceğe her zaman hazır olmasını sağlıyoruz. Siz de pazarlama yeteneklerinizle her daim bir adım önde olmak ve yaşam boyu öğrenme yolculuğunuza adım atmak için NBT Growth Academy eğitimlerini inceleyebilir, daha detaylı bilgi almak için info@nbtdigital.com adresine mail atabilirsiniz.
Kaynak: https://digitalmarketinginstitute.com/blog/the-future-of-marketing-after-covid-19