Covid-19 pandemisi hayatımızı dönüştürmeye devam ederken kesin olarak bildiğimiz tek şey varsa, o da dünyanın bir daha asla eskisi gibi olmayacağı.
Zorunlu izolasyonda yaşarken her birimiz dijital dünyanın iletişim olanaklarına tutunarak daha yalnız bir yaşama adapte olmak durumunda kaldık. Bununla birlikte, tüketici pratikleri ve satın alma alışkanlıkları da büyük oranda değişti. Markalar, artık farklı operasyonel yaklaşımlar ve iletişim stratejileri arayışında. Pek çok uzman da şirketlerin bu süreçte marka stratejilerini yeniden değerlendirmelerini öneriyor. Bu, DMI’ın markaların salgınla nasıl başa çıktığına dair ayrıntılı bilgilere yer veren podcast’inden çıkan sonuçlardan yalnızca bir tanesi.
Fakat pazarlama son derece yaratıcı bir sektör gibi görünmesine karşılık, her zaman düşündüğümüz kadar yenilikçi veya gözü kara olmayabiliyor. Pek çok marka, pazarlama kampanyaları söz konusu olduğunda itibarlarını zedeleme korkusuyla daha bilindik yöntemlere başvurarak "güvenli oynamayı" tercih ediyor. Ama içinde bulunduğumuz dönem, değişen koşullara hemen uyum sağlamayı talep ediyor. Bu krizi tüm dinamikleriyle anlayarak pazarlamayı yeniden keşfetmek ve müşterilere ilham verici ve uygulanabilir çözümler sunmak artık tüm markalar için olmazsa olmaz.
Dolayısıyla pazarlamacıların bu belirsiz dönemde uzun vadeli başarıyı yakalamak için kısa vadeli iletişim ve inovasyon stratejilerine odaklanmaları gerekiyor. Biz de bu yazıda Covid-19 dünyasında pazarlama faaliyetlerinize ilham verecek beş kampanyayı bir araya getirdik.
Pandemi mart ayında Avrupa ve Kuzey Amerika'da yayılmaya başlarken Guinness, “Aziz Patrick Günü Mesajı” kampanyasıyla bir adım öne çıkmayı başardı. Videonun canlandırıcı ve ilham verici tonu, birlik temasıyla da birleşince bu zor dönemde markanın müşteriye sunduğu değerleri ve insana verdiği önemi bir kez daha ortaya koydu.
Özgün olmasının yanı sıra gündemle ve markayla alakalı olan bu kampanyayla Guinness, mükemmel sonuçlar elde ederek ABD'de çok tercih edilen markaların arasına girdi. Sıralaması da, en çok saygı duyulan kampanyaların %10’luk diliminin hemen arkasında yer aldı. Üstelik videoyu sosyal medyada paylaşanların %21'i bunu, Guinness’in dönemin ruh halini tanımlamaktaki başarısı yüzünden yaptı.
Mart ayının sonlarına doğru, bu reklam kampanyası sosyal medyada dolaşmaya başladı. Guinness’in uzun zamandır sürdürdüğü yaratıcılık ve marka imajı unsurlarına dokunan reklam, Birleşik Krallık'taki One-Minute Briefs girişiminde çalışan bir freelancer tarafından tasarlandı.
Sonuç: İçinde bulunduğumuz bu tuhaf günlerde, bir topluluk duygusu yaratmak çok önemli hale geldi. Dolayısıyla siz de insanları bir araya getiren ve değer sunan mesajlara odaklanarak ve tüketicilerinizin onlar için orada olduğunuzu bilmelerini sağlayarak rekabet avantajı kazanabilirsiniz.
Aberdeen'in en sevilen butik bira tedarikçisi BrewDog, kendi Punk Sanitiser'ını yapmak için kaynaklarını kullanarak pandemiye karşı proaktif bir duruş sergiledi. El dezenfektanı arzının azaldığını fark eden BrewDog ekibi, büyük çapta üretimler yaparak bunları Birleşik Krallık'a ücretsiz olarak göndermeye başladı.
BrewDog'un kurucusu James Wyatt, bu hayırsever girişimi hakkında şunları söylüyor:
"Mümkün olduğunca çok insanın güvende kalmasına yardım etmek için elimizden gelen her şeyi yapmaya kararlıyız."
BrewDog, bu girişiminin yanı sıra bir yandan Twitter ve Instagram’ı aktif olarak kullanırken diğer yandan da blogu aracılığıyla düzenli güncellemeler sunuyor. Bu faaliyetleri de, pandemi döneminde ciddi bir marka tanıtımına aracı olurken, hedef kitlesiyle arasındaki bağı korumasını sağlıyor. Bu mükemmel girişim, ayrıca kendini yerel topluluklarına hizmet etmeye adayan dünya çapındaki diğer bira fabrikaları ve damıtma tesisleri tarafından da benimsendi.
Sonuç: Gerçek bir sorun karşısında değerin yanı sıra pratik bir çözüm sunarak ve tüketicileri mesajlarınıza yönlendirmek için promosyon kanallarınızı kullanarak, bu belirsiz zamanlarda güven, otorite ve sadakat inşa etmeniz mümkün.
Günümüz dünyasında insanlar markaların harekete geçmesini bekliyor. Dolayısıyla eğer insanlara yardım etmek için bir şeyler yapabiliyorsanız, mutlaka yapmalı ve bundan keyif aldığınızı göstermelisiniz.
Kanada'daki Banff Springs Hotel'in çalışanları, pandemi sürecinde zamanı verimli ve proaktif bir şekilde geçirmek için kısa süre önce “Bekleme Sanatı” adlı bir kampanya başlattı.
Bu kısa video serisi, dans eden belboylardan şarkı söyleyen şeflere kadar markanın basit ama eğlenceli tarafını sergilerken, bir yandan da kapıların yeniden açılacağı zamana dair teşvik edici bir nostalji duygusu yaratıyor. Ayrıca bu reklam, YouTube'da olumlu yanıt alan yaratıcı görsel içerik kullanımının da harika bir örneği.
Sonuç: Video içeriğinin güçlü bir pazarlama aracı olduğunu unutmayın. Siz de marka değerlerine sadık kalarak oluşturacağınız basit mesajlarla, pandemi sırasında sosyal etkileşim düzeyinizi artırırken olumlu bir dijital varlığa sahip olabilirsiniz.
Spor sektörünün devlerinden Nike ise, tüketicilerinin kriz sırasında formlarını ve morallerini korumalarına yardımcı olmak için antrenman aboneliğini sınırlı bir süre için ücretsiz hale getirdi ve müşterilerine antrenman, sağlık ve fitness içeriğine özel erişim imkanı sundu.
Nike bu değer odaklı teklifine, uygulama içi içeriklerine ve ilham verici marka mesajlarına ek olarak pandemi sırasında sağlıklı kalma mesajlarını podcast dünyasına da taşıdı. Yaşadığımız kriz devam ederken Nike, bu güçlü marka bağlılığı stratejisini uygulamayı hâlâ sürdürüyor. Ayrıca markanın bu faaliyetleri, Çin'de giderek azalan satışlarının artmasına da yardımcı oldu.
Sonuç: Siz de birbirine bağlı kanallar arasında doğrudan ve anlamlı bir marka mesajı oluşturmaya zaman ayırarak, hem bugün hem de pandemi sonrası için marka imajınızı sağlama alabilirsiniz.
Lego, aileleri evde kalmaya teşvik etmek ve Covid-19 krizinin zirvesinde vaka sayılarının azalmasına yardımcı olmak için çocukları süper kahraman olmaya çağırırken, güvende kalmak için ne yapılması gerektiğine dair önerilerde bulunan animasyonlu bir video oluşturdu.
Marka, bir yandan doğrudan çocuklarla konuşarak onları olumlu bir rol ile güçlendirirken, bir yandan da evde eğlenceli oyunlar oynamaya yönelik ipuçları ve kaynaklar sağlayarak gerçek bir değer sundu. Bu da hedef kitlesiyle anlamlı bir bağ kurmasıyla sonuçlandı. Bu STEM ve STEAM temelli girişimler, pandemi sırasında yaratıcı olma konusunda ilham veren aileler tarafından da benimsendi.
Ayrıca kampanyanın müşterilere mükemmel bir etkileşim ve eğitim olanağı sunan kapsayıcı mesajı ve içerik odaklı stratejisi, salgın sırasında rekor satışlarla sonuçlandı.
Sonuç: Ürün veya hizmetinizin bu cesur yeni dünyada tüketicilere sunabileceği değeri göz önünde bulundurarak ve insanların markanızla daha anlamlı bir etkileşim kurmasına yardımcı olacak içerikler oluşturarak siz de kısa vadede başarıya ulaşabilirsiniz.
“Daha iyisini yapmanın her zaman bir yolu vardır. Tek yapmanız gereken şey, onu bulmak. " - Thomas A. Edison
Bugün hâlâ keşfedilmemiş sulardayız. İçinde bulunduğumuz krizin, tüm işletmelerin şimdiye kadar karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olduğuna şüphe yok. Ama her zaman bir çıkış yolu olduğunu da unutmamalıyız. Çünkü bu ilham verici Covid-19 pazarlama kampanyaları; değerlerinize sadık kaldığınız sürece mevcut kaynaklarınızla pratik çözümler sunarak ve olumlu bir marka varlığına sahip olarak başarılı olabileceğinizi kanıtlıyor.
Siz de işletmeniz, markanız veya kariyeriniz için dijital pazarlama ve büyüme odaklı pazarlama (growth marketing) alanında her zaman bir adım önde olmak istiyor ve nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız DMI’ın dijital pazarlama kurslarına bir göz atın.
Orijinal Makale için tıklayın.